“ALMANYA SINIRLARINI GEREKİRSE SİLAH ZORUYLA DA KORUMALI”
Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak genel seçimler öncesinde partilerin başbakan veya liste başı adaylarıyla konuşuyoruz. Bu hafta sırada sağ popülist, göç ve İslam karşıtı AfD’nin liste başı adayı Tino Chrupalla var.
Deutsche Welle (DW), Almanya’da 26 Eylül’de düzenlenecek Federal Meclis seçimlerine geri sayılırken hükümet kurması olası partilerin başbakan, diğer partilerin liste başı adaylarıyla vaatlerini ve parti programlarını konuşuyor. Bu bağlamda sağ popülist, göç ve İslam karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin, iki liste başı adayından biri olan Tino Chrupalla, DW’nin konuğu oldu.
AfD’li Tino Chrupalla ile söyleşiyi DW Siyasi Haberler Baş Editörü Michaela Küfner ile DW Türkçe Yayınlar Yöneticisi Erkan Arıkan yaptı.
Chrupalla’ya ilk olarak siyasi partiler yelpazesinin neresinde durdukları soruldu. Bu yelpazede en sağdaki parti olacaklarına vurgu yapan Chrupalla, aynı zamanda parlamentodaki en güçlü muhalefet partisi olmayı hedeflediklerini de belirtti.
Öte yandan yakın geçmişe kadar bazı parti üyelerinin veya partideki bazı akımların aşırı sağcı olarak nitelenmesi ve hatta Anayasayı Koruma teşkilatı (BfV) tarafından “şüpheli” ibaresi ile takibi tartışması nedeniyle, Chrupalla’ya böylesi kişilerin partide yeri olup olmadığı da soruldu. Chrupalla, sağcılar konusunda da kırmızı çizgilerinin anayasa olduğunu söyleyerek, “Anasaya ile sorunu olanının AfD’de yeri yoktur” ifadesini kullandı.
Mültecilere karşı sınırlar korunmalı
AfD lideri Chrupalla’ya partisinin aktüel Afganistan meselesi nedeniyle mülteci politikası da soruldu. Chrupalla Almanya’nın kapılarını sığınmacılara açamayacağını, sadece Alman kurumları için çalışmış olma kriterinin de Almanya’ya kabul edilmek için yeterli olmaması gerektiğini savundu. Bununla ilgili olarak, “Tam olarak ne yaptığına bakmak lazım” diyen Chrupalla’ya göre örneğin Alman Ordusu için çevirmenlik yapmış bir Afgana sığınma hakkı tanınmalı. Alman vakıfları veya sivil toplum örgütleri için çalışmış olanlar konusunda ise çok daha detaylı bir denetim talep eden Chrupalla, “çalışmış” sözcüğü ile kastedilenin ne olduğunun detaylıca incelenmesi gerektiğini belirtti.
Tino Chrupalla, “2015’te de 1,6 milyon kişiyle en çok sığınmacı alan ülkelerden biri Almanya oldu. Bu sebepten hâlâ büyük sosyal sorunlarımız var” diyerek, Afganların şiddet ve suç kayıtlarında ilk sırada yer aldığını savundu. Ancak Chrupalla’nın ve partisi AfD’nin bu söylemi senelerdir Alman emniyet teşkilatları ve kriminal uzmanlar tarafından gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle reddediliyor. Nitekim uzmanlara göre, suç kayıtlarına geçenler Almanlarda da genelde görece genç erkekler. Sığınmacı ve mülteciler arasında da erkeklerin zaten çoğunlukta olduğu ve yaş olarak da genç oldukları için suç işleyenler istatistikleri arasında oranlarının yüksek görünmesinin göçmenlerin genel olarak daha fazla suç işlediği anlamına gelmediğine dikkat çekiliyor.
“Yerinde yardım daha kolay, daha ucuz”
Göç ve İslam karşıtı Almanya İçin Alternatif partisi, genel olarak Afganistan veya başka ülkelerden sığınmacı alınmasını reddediyor. Afganistan örneğine bakıldığında da Chrupalla, söz konusu söyleşide topraklarını terkeden Afganlara komşu ülkelerde yardım etmenin hem daha kolay hem de daha ucuz olacağını görüşünü savundu.
Havayolu ile ya da karadan gelen Afgan sığınmacıların başvurusuna nasıl baktığı sorulan Chrupalla, “Sınırdan geri çevrilmeliler” yanıtını verdi. “Almanya’nın sınırlarını korumakla görevli güvenlik güçleri olduğunu” dile getiren Chrupalla, olası bir göçmen akını ile karşı karşıya kalınması halinde sınır güvenlik güçlerinin, bunu gerekirse silah kullanarak yerine getirmekle yükümlü olduğunu belirtti. Devletlerin sınırını korumakla yükümlü olduğunu kaydeden Chrupalla, bir soru üzerine, “Elbette kadın ve çocuklara ateş edilmez” dedi.
“Afganların yüzde 99’u Taliban’dan memnun”
Kısa süre önce Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu’na verilen bilgide Almanya için çalışmış Afganların yarısının Almanya’ya gelmek istemediğinin söylendiğini de öne süren AfD lideri Chrupalla, “Yeni bir göç dalgası istemiyoruz, Afganistan’dan da istemiyoruz” diyerek, zaten Afgan halkının yüzde 99’unun Taliban’ın iktidarı ele almasından memnun olduğunu iddia etti.
Son günlerde Afganistan’dan yapılan tahliyelerle gelen Afgan çalışanlar ile ailelerinin de sığınma başvurusu yapması gerektiğini, yasal prosedür sonucu hak kazananların kalmasının mümkün olduğunu, partisinin de bunu onayladığını belirten Chrupalla, şartları yerine getirmeyenlerin kararlı şekilde sınırdışı edilmesi gerektiğini savunuyor.
“Almanya insani görevini 2015’te yaptı, 1,6 milyon sığınmacı aldı”
Peki, Almanya gibi ekonomisi güçlü, refah seviyesi yüksek bir ülkenin insani açıdan sığınmacı alması sorumluluk üstlenmesi konusunda AfD ne diyor? Chrupalla’ya göre Almanya 2015’te 1 milyon 600 bin sığınmacı ile en çok sığınmacı kabul eden ülkeler arasında yer aldı. Yeni Afgan sığınmacı almadan önce halen Almanya’da sınır dışı edilmesi gereken 30 bin Afgan bulunduğunu söyleyen Chrupalla, “Yenilerini almadan önce onların meselesini halledelim” söyleminde bulundu.
Afganistan sonrası Almanya’nın yurt dışı misyonlarına da değinen Chrupalla, Birleşmiş Milletler kararı olan misyonlar hariç Almanya’nın gelecekteki olası yurt dışı askeri misyolarına parti olarak onay vermeyeceklerini belirtti. Chrupalla’ya göre Afganistan meselesinde de görüldü ki “Amerika Birleşik Devletleri öncülüğündeki Afganistan’a müdahale uluslararası hukuka aykırıydı, bu nedenle Almanya’nın Afganistan misyonu da devletler hukukuna aykırıydı.”
En tartışmalı konu: iklim değişikliği
Son haftalarda yapılan anketlerde yüzde 10 ila 12 civarında seçmen desteği görünen Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin en tartışmalı konularından biri de iklim değişikliğiyle mücadele. AfD’ye göre iklim değişikliği var ancak bu insanların neden olduğu bir kriz değil. Chrupalla, buna örnek olarak da sanayileşme dönemi öncesinde yaşanan sellere ve doğal afetlere işaret etti.
Chrupalla’ya göre Birleşmiş Milletler veya benzeri uluslararası kuruluşlar ve iklim uzmanları da tarafsız değil. Bu nedenle bu kuruluş veya uzmanların rapor ve öngörülerine mesefeli yaklaştığını dile getiren Chrupalla, Türkiye ile hemen hemen aynı dönemde Almanya’da meydana gelen ve çok sayıda kişinin canını ve varlığını kaybettiği sel felaketi gibi olayları iklim gözüyle görmeden önce, afet ve kriz yönetimlerinin ihmal ve hataları üzerinden bakmak gerektiğini iddia ediyor.
Korona aşısı oldu mu?
Koronavirüs pandemisi çıktığından beri Almanya İçin Alternatif partisi, aşı ve pandemi kapsamında alınan tedbirler konusunda hükümeti ve bilim insanlarını sert biçimde eleştiriyor ve komplo teorileri yayıyor. Partinin önde gelen isimlerinden, Federal Meclis Grup Eş Başkanı Alexander Gauland’ın partisinin onca şüphesi ve eleştirisinden sonra aşı olmasını, riskli grupta olmasıyla açıklayan Chrupalla, kendisinin aşı olup olmadığı sorusuna ise özel hayat alanına girdiği gerekçesiyle cevap vermedi.
2013 yılında kurulan sağ popülist, İslam ve göç karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin, 709 koltuklu Almanya Federal Meclisi’nde 87 vekili bulunuyor.
Fotoğraftakiler Soldan sağa: DW Türkçe Yayınlar Yöneticisi Erkan Arıkan, AfD Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla ve DW Siyasi Haberler Baş Editörü Michaela Küfner
PROF. DR. ABDURRAHİM VURAL -ALMANYA